Kırlangıçların Göçü
İstanbul'un kalbinde, İlkbaharda eski Beşiktaş iskelesine gelen kırlangıçların
göçü başlamıştı. Gökyüzünde dans eden kuşların neşeli cıvıltıları, Çomar'ın hırpani yaşamına biraz olsun renk katıyordu. Her sabah, iskeledeki insanların telaşlı adımlarını, vapurun dumanını, martıların çığlıklarını izlerken, bu kırlangıçları da gözlemliyordu. Onların özgürce uçabilme yetenekleri, Çomar'ın içinde bir umut kıvılcımı yaratıyordu. Belki de bir gün o da bu özgürlüğü tadabilirdi.
Öte yandan, iskelenin yakınlarında yaşayan huysuz adam Mehmet, kırlangıçların göçünü seyretmiyor, sadece Çomar'ı gözlüyordu. Mehmet'in Çomar'a karşı hissettiği antipati, belki de kendi geçmişinden kaynaklanıyordu. Gençliğinde bir sokak köpeği tarafından ısırılmıştı ve bu olay, hayatının geri kalanını şekillendirmişti. O zamandan beri sokak köpeklerine karşı bir nefret besliyordu ve bu nefreti Çomar'a yönelik tehditlerle dışa vuruyordu.
Prenses ise, konforlu hayatına rağmen, dışarıdaki dünyaya olan özlemini gizleyemiyordu. Lüks bir evde yaşamasına rağmen, sokak köpeklerinin özgürlüğüne imreniyordu. Pencereden dışarıya bakarken, kırlangıçların göçünü izliyor ve özgürce uçabilme hayalleri kuruyordu. Belki de bir gün, Çomar'ın yanında, sokakların özgür ruhunu tadabilirdi.
İlkbaharın müjdecisi olarak Beşiktaş iskelesine her yıl gelen kırlangıçlardan biri, bu sefer farklı bir işe koyulur. İskeleye sadece selam vermek yerine bu kez orada bir yuva yapmaya karar verir.
Kırlangıç, iskelenin çatısının bir köşesine, insanların ve diğer hayvanların ulaşamayacağı bir yere yuvasını yapmaya başlar. Çomar, bu süreci merakla izler. Kırlangıçların özgür ruhunu, uçabilme yeteneklerini hayranlıkla seyrederken, şimdi de onların yuva yapma becerilerini öğreniyor. Belki de bu, ona bir umut ışığı olabilir; belki de bir gün o da kendine bir yuva yapabilir.
Mehmet ise, kırlangıçların yuva yapma sürecini rahatsızlıkla izler. Onun için, bu kuşlar sadece birer zararlıdır ve iskeleye zarar vermektedirler. Ancak, asıl rahatsızlığı Çomar'ın bu süreci izlemesidir. Mehmet, Çomar'ın bu kuşlardan bir şeyler öğreneceğinden, belki de onların özgür ruhunu kazanacağından korkar. Bu düşünce, onun nefretini daha da körükler.
Prenses ise, penceresinden kırlangıçların yuva yapma sürecini izlerken, özgürlüğe olan özlemini daha da hisseder. Kendi lüks yuvası, bu kuşların basit ama özgür yuvasının yanında anlamsız gelmeye başlar. Belki de bir gün, Çomar'ın yanında, sokakların özgür ruhunu tadabilir. Belki de bir gün, kendi yuvasını yapabilir.
Yuvada bir hareketlilik başlar. İskeleye yuvasını kuran kırlangıç çifti, yeni dünyaya gelen yavrularının ilk uçuş derslerine hazırlanmaktadır. Ancak minik yavrulardan biri, tam uçmayı öğrenirken erken düşüş yaşar.
Kırlangıç yavrusu, iskelenin tahta zeminine düşer. Bu, onun için yeni ve korkutucu bir dünyadır. İskeledeki telaşlı insanlar, martıların çığlıkları, vapurun dumanı... Tüm bunlar, onun için bilinmeyen ve korkutucu şeylerdir. Ancak orada, iskelede, Çomar vardır. Çomar, minik yavruyu koruyucu bir şekilde izler. Onun korkusunu anlar çünkü o da bir zamanlar sokaklara düşmüş ve hayatta kalma mücadelesi vermiştir.
Mehmet, bu durumu fark eder. İçindeki nefret ve öfke, bir an için yerini meraka bırakır. Acaba Çomar, bu minik yavruya zarar verecek mi? Yoksa onu koruyacak mı? Mehmet, bu durumu dikkatle izler. Belki de Çomar'ın bu minik yavruya karşı göstereceği davranışlar, onun hakkındaki düşüncelerini değiştirebilir.
Prenses ise, penceresinden bu durumu izlerken, içindeki özgürlük arzusu daha da artar. O da, tıpkı bu minik yavru gibi, özgür olmak, uçmak ister. Ancak aynı zamanda, bu minik yavrunun yaşadığı korkuyu da anlar. Belki de bir gün, Çomar'ın yanında, sokakların özgür ruhunu tadabilir. Belki de bir gün, kendi uçuş derslerini alabilir.
Çomar İçgüdüsel olarak minik yavruya yardım etmeye karar verir. Çomar'ın bu beklenmedik tavırları, yavru kırlangıç için bir umut olur.
Çomar, minik yavruya yaklaşır ve onu koruyucu bir şekilde yalar. Bu, onun için yeni bir deneyimdir, çünkü o da bir zamanlar sokaklara düşmüş ve hayatta kalma mücadelesi vermiştir. Yavru kırlangıç, Çomar'ın bu koruyucu tavrı sayesinde biraz olsun rahatlar. Belki de bu, onun hayatta kalma şansını artırabilir.
Mehmet, bu durumu şaşkınlıkla izler. Çomar'ın bu minik yavruya karşı gösterdiği sevgi ve koruyuculuk, onun hakkındaki düşüncelerini değiştirir. Belki de Çomar, onun düşündüğü gibi bir tehdit değildir. Belki de o, sadece hayatta kalmaya çalışan bir hayvandır.
Prenses ise, penceresinden bu durumu izlerken, içindeki özgürlük arzusu daha da artar. O da, tıpkı bu minik yavru gibi, özgür olmak, uçmak ister. Ancak aynı zamanda, bu minik yavrunun yaşadığı korkuyu da anlar. Belki de bir gün, Çomar'ın yanında, sokakların özgür ruhunu tadabilir. Belki de bir gün, kendi uçuş derslerini alabilir.
Prenses, bir gün gezmek için çıktığı İstanbul sokaklarında izini kaybeder.
Prenses, İstanbul'un dar sokaklarında, kalabalık caddelerinde kaybolur. Her zamanki konforlu ve güvende olduğu hayatından çok uzaktadır. Sokak köpeklerinin, kırlangıçların ve diğer sokak hayvanlarının dünyası, onun için yeni ve korkutucu bir yerdir. Ancak aynı zamanda, içindeki özgürlük arzusunu daha da körükler. Belki de bu, onun özgür olma şansıdır.
Minik kırlangıç, Prenses'i gördüğü an, onun yardıma ihtiyacı olduğunu anlar. Ancak yavru kırlangıç, henüz tam olarak uçamadığı için, bu haberi Çomar'a ulaştırmakta zorlanır. Ancak o, pes etmez. Kendi gücü ve cesareti sayesinde, bir şekilde Çomar'ın yanına ulaşmayı başarır.
Çomar, minik kırlangıç yavrusunun telaşını fark eder. Yavru kırlangıç, Prenses'in parkta olduğunu ve yardıma ihtiyacı olduğunu anlatır. Çomar, bu haberi duyduğunda, hemen harekete geçer. O da bir zamanlar sokaklara düşmüş ve hayatta kalma mücadelesi vermiştir. Belki de şimdi, Prenses'e yardım ederek, ona bir umut olabilir.
Mehmet ise, bu durumu şaşkınlıkla izler. Çomar'ın bu minik yavruya karşı gösterdiği sevgi ve koruyuculuk, onun hakkındaki düşüncelerini değiştirir. Belki de Çomar, onun düşündüğü gibi bir tehdit değildir. Belki de o, sadece hayatta kalmaya çalışan bir hayvandır.
Çomar, parka geldiğinde, Prenses'i görür. Prenses, korkmuş ve telaşlıdır. Ancak Çomar'ı görünce, biraz olsun rahatlar. Çomar, Prenses'e yaklaşır ve onu yalar. Bu, Prenses için yeni bir deneyimdir. Ancak Çomar'ın bu koruyucu tavrı, ona güven verir.
Prenses, Çomar'ın yanında, sokakların özgür ruhunu tadabilir. Belki de bir gün, kendi uçuş derslerini alabilir. Belki de bir gün, o da özgür olabilir. Ancak şu an için, Çomar'ın yanında olmak, onun için en güvenli yerdir.
Mehmet ise, bu durumu şaşkınlıkla izler. Çomar'ın Prenses'e karşı gösterdiği sevgi ve koruyuculuk, onun hakkındaki düşüncelerini değiştirir. Belki de Çomar, onun düşündüğü gibi bir tehdit değildir. Belki de o, sadece hayatta kalmaya çalışan bir hayvandır. Mehmet, belki de ilk kez, Çomar'a karşı bir anlayış gösterir.
Çomar ve Prenses, minik kırlangıç sayesinde bir araya gelmişlerdi. İkisi de farklı dünyalardan gelmişti ama şimdi aynı kaderi paylaşıyorlardı. Çomar, hayatı boyunca sokaklarda yaşamış, zorlukları göğüslemiş bir sokak köpeğiydi. Prenses ise, zengin bir ailede büyümüş, her türlü konfora sahip olmuş bir ev köpeğiydi.
Minik kırlangıç, onları bir araya getirdiği için mutluydu. Çünkü o, her ikisinin de yardıma ihtiyacı olduğunu biliyordu.
Mehmet, bu durumu izlerken, içinde bir değişim olduğunu hisseder. Çomar'ın Prenses'e karşı gösterdiği sevgi ve koruyuculuk, onun hakkındaki düşüncelerini değiştirmiştir. Belki de Çomar, onun düşündüğü gibi bir tehdit değildir. Belki de o, sadece hayatta kalmaya çalışan bir hayvandır. Mehmet, belki de ilk kez, Çomar'a karşı bir anlayış gösterir.
Mehmet, çevresine bakınır. Sokakta dolaşan diğer insanlar, Çomar ve Prenses'e aldırmadan yoluna devam ediyorlardı. Mehmet, bir an duraksar. Sonra, belki de hayatında ilk kez, ona karşı olan antipatisini bir kenara bırakır ve yardım etmeye karar verir.
Yavaşça Çomar ve Prenses'e yaklaşır. Çomar, başını kaldırıp Mehmet'e bakar. Gözlerinde korku yoktur, sadece biraz şaşkınlık vardır. Mehmet, elini uzatır ve Çomar'ın başını okşar. Bu, Mehmet için de yeni bir deneyimdir. Çomar'ın tüyleri, Mehmet'in elinde yumuşacıktır.
Prenses, Mehmet'in bu davranışını görünce, ona doğru gelir ve elini yalar. Mehmet, bir an duraksar. Sonra, yüzünde bir gülümseme belirir. Belki de, onun da içinde hala biraz umut ve sevgi vardır.
Bu arada, minik kırlangıç, bu sahneyi bir ağacın dalından izler. İçi sevinçle doludur. Çünkü o, herkesin birbirine yardım etmesi gerektiğini biliyordu. Ve şimdi, bu gerçekleşmişti.